Bölüm X: Çocuk Rüyaları Semineri Kış Dönemi, 1939/40
- Nazlı
- 2 Mar
- 5 dakikada okunur
Carl Jung Çocuk Rüyaları Semineri
Konferans 4 Çocuk Rüyalarının Psikolojik Yorumu (Kış Dönemi, 1939/40)
Katılımcı: Önceki rüyada olduğu gibi: rüya gören animadan ayrılmak zorundadır.
Profesör Jung: Elbette, burada da tam olarak aynı şey söz konusu.
Her iki durumda da, rüya, animaya veda etmekle ilgilidir.
Önceki rüyada, rüya gören tuvalette karşılaştığı animadan ayrılmak zorunda kalmıştı.
Bu, bu rüyadaki mutfaktan daha da aşağıdadır.
Belirli bir bakış açısından, daha özgür bir bakış açısından, böyle bir anima ilişkisinin gelişimini arzu edilir olarak görebiliriz.
Tam da bu gelişme durduruluyor ve tuhaf bir özlem atmosferi doğuyor.
Ölü kızın imgesi ona şunu söylüyor gibi: "Hayatının en tatlı rüyası" aşağıda yatıyor ve paramparça olmuş.
Kız o gizemli beyaz ve kırmızı kareli mutfak önlüğü giyiyor. Bayan Leuzinger, haklı olarak bu iki rengin anlamını ortaya çıkardı.
Kırmızı ve beyaz bir zıtlık birliğidir.
Diğerlerinin yanı sıra, ortaçağ mistik evliliğinin bir sembolüdürler, bu ikisinin, beyaz ve kırmızının bir birleşimini temsil eder.
Bu birleşmenin suyun derinliklerinde gerçekleştiği, örneğin Visio Arislei'de olduğu gibi, simyada da izler vardır.
Orada çift, Thabritius ve Beya (yani, kırmızı köle ve Albeida, beyaz olan), denizin dibindeki üçlü cam evine hapsedilir.
Korkunç derecede sıcaktır ve bol bol terlerler.
Bu, eski doğa filozofu Arisleus (Arisleus, Anaksagoras'ın öğrencisi Archelaos'tur) ve cam evde hapsedilen yoldaşlarının yardımıyla yapılır.
Çifti tekrar hayata döndürmeleri gerekir.
Filozoflar, bilinçdışındaki gizli zıtlıkları harekete geçiren ve mistik birleşmeye yönlendiren bilinci tanımlarlar.
Yeniden doğuş yeri olarak cam ev, rahmin bir sembolüdür.
Beyaz ve kırmızı renkleri anlamak için başka bir şeyi daha hesaba katmamız gerekir: aynı zamanda yeraltı dünyasının da renkleridir, Petrus'un sözde Vahiy'inden bildiğimiz gibi.
Mabinogion'da, yeraltı dünyasında kırmızı burunlu ve gözlü beyaz köpekler vardır.
Tıpkı rahim gibi, yeraltı dünyası da bilinçdışının bir sembolüdür.
Her ikisi de - in utero - doğumdan önceki bilinçsiz bir durumu, ancak aynı zamanda potansiyel bir durumu gösterir.
İki rengin ikiliği rüyada başka bir ayrıntıda da yer alır, yani cesedin garip parçalanmasında, kırmızı çatlakların belirdiği yerde.
Bu çok grafik bir imgedir: beyaz deri çözülür ve kırmızı et ortaya çıkar.
Adeta tüm kızın kendisinin o önlük haline geldiğini, zıtlıkların çözülmesini temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Çözülme durumuna geri döner ve şimdi kendisi yeraltı dünyasının beyaz ve kırmızı bir varlığı gibidir.
Bu çürüme süreci simyada da gerçekleşir, putrefactio yeniden doğuşa yol açar.
Putrefaksiyon nigredo, karalıkla bağlantılıdır; yeraltı dünyasının karanlığı gibi, tamamen bilinçsizlik halidir.
Bunu rüyaya uyguladığımızda, kızın basitçe bilinçdışına çözüldüğünü söyleyebiliriz.
Bu olumsuz bir son gibi görünse de, tam tersine, bu son olumlu bir şey anlamına gelir: ancak böylece rüya gören animaya bağlılıktan ayrılabilir. Neden böyle bir rüya görmek zorundaydı?
Katılımcı: Anima tarafından ele geçirilme tehlikesi altındaydı.
Profesör Jung: Bu onun için ne anlama gelirdi?
Katılımcı: Anima imgesine takılı kalır ve dünyaya doğru gelişmezdi.
Profesör Jung: Çocuk neden acı çekiyor ki bu mesajı alması gerekiyor? --- Bu bir anne kompleksi; hala "anne" imgesine fazla bağlı.
Bu, anne kompleksi olan tipik bir çocuk rüyasıdır. En güçlü anima ele geçirmesine yol açabilir.
Bir kişi "anneye" ne kadar çok tutunursa, bilinçdışında devam eden süreçlere o kadar bağımlı olur, arketipik güçleri ve şeytani güçleri o kadar güçlü olur.
Kızlarda da benzer bir şey olur.
Ancak onların durumunda, annenin rolü farklı olsa da önemsiz olmayan baba, böyle şeytani bir güç haline gelebilir.
Bir kadın için anne, anima değildir - çünkü anima her zaman özlem duyulan
arzunun nesnesidir - ama aslında cinsel organdır, uterustur. Bir kadında olumsuz anne kompleksi olması durumunda, sıklıkla cinsel işlevin çeşitli bozuklukları, örneğin adet düzensizlikleri ve benzeri rahatsızlıklar olur.
Rüyamızda animada fazla anne var.
Çocuğun "çok fazla annesi" var.
"Annesinden" uzaklaşabilmesi için rüya ona şunu söylemek zorunda:
Şimdi kenarına geliyorsun.
Şimdi hayatın macerası geliyor, şimdiye kadar sadece onunla oynadın.
Şimdi bunun ona büyük bir acı vereceği beklenebilirdi.
Ama bunun iddia edildiği gibi böyle olmadığına şaşırmamalıyız; daha önce de belirttiğimiz gibi, birçok erkek çocuk - Tanrı korusun! - bir şeyden etkilendiklerini kabul etmez.
Katılımcı: Ama anne kastediliyorsa, rüyada neden sınıf arkadaşı ortaya çıkıyor?
Profesör Jung: Bu onun yaşından kaynaklanıyor. Animanın zamanla nasıl bu sınıf arkadaşı haline geldiğini gösterdim.
Belirli nedenlerden dolayı, anne artık anima figürünü temsil edemez; onun yerini aşçı veya önlük giyen başka bir dişi varlık, dolayısıyla o kız alır.
Annenin temsilcisi olarak ölmesi gerekir.
Ve bu arzu edilir.
O önlük, o gülünç ayrıntı olmasaydı, bu lysis'in arzu edilir olup olmadığından şüphe duyabilirdik.
O zaman kendimize sorabilirdik, çocuğun sonunda bu küçük kıza aşık olması daha iyi olmaz mıydı ve aşkın böyle normal bir ifadesinin kesilmiş olması üzücü ve endişe verici değil mi.
Bu gerçekten bir sorun olurdu - eğer kız bu önlüğü giymeseydi!
Önlük, aşçı üzerinden anneye uzanan gizli bağlantıları ortaya çıkarıyor.
Açıkçası kız onun animasıdır ve bu, normal bir ilişkiden farkı oluşturur.
Bir anima ilişkisi asla normal bir ilişki değildir, her zaman fantastik bir şeydir.
Bir adam animada kendi kadınsı yüzünü görür ve bu tehlikelidir; anima dokunduğu her şeyi dönüştürür.
Aktif olduğu her yerde, insanın kendi imgesini, erkeğin kendi imgesini görselleştirir ve bu onun kadınsı varlığıdır, içinde taşıdığı görünmez bir azınlıktır.
Rüyada anima ellerini yıkar, bu psikolojik olarak cinsellikle hiçbir ilgisi olmak istemediği, saflığını korumak istediği anlamına gelir.
Animanın bu tutumu, rüya görenin sonraki yaşamında büyük bir rol oynamıştır.
Cinsellik ve anima arasındaki ortaya çıkan bu bölünme, bu arada,
erkeklerde sıklıkla bulunur ve genellikle Eros'un, animanın özü olan şeyin ihmal edilmesi şeklinde kendini gösterir.
Erkekler nadiren cinsellikten kopukturlar, çünkü onlar için çok belirgindir, ancak onlara eksik olan Eros, ilişkisel işlevdir.
Erkekler genellikle ilişkisel işlevin akılla değiştirilebileceğini düşünürler.
Duygudan etkilenmedikleri için gururludurlar, çünkü bu kadınsı, zayıf olmakla eşdeğer olurdu.
Eros yok, Tanrı aşkına!
Bu eksiklik, kadınların evlilikte en çok şikayet ettiği ve onları hayal kırıklığına uğratan şeydir.
Çünkü bir erkekte aradıkları şey Eros, ilişki kurma kapasitesidir.
Rüya görenimizde tam olarak eksik olan şey budur!
Anima geri çekiliyor; kirli yere, içgüdüsel çalkantıya karışmak istemiyor.
Ama sonra bu, cinselliği hala
kloak alana bağlı olan biri için oldukça doğal bir tutumdur.
Bu yaşta farklı bir tutum olması mümkün değildir; cinsellik bu kloak alandan başka türlü gelişemez.
Kaynaklandığı, insanın doğduğu yerdir. "Inter faeces et urinas nascimur" der Aziz Augustinus.
Çocuk için cinsellik bu bölgeye aittir ve aksi hissedilmemelidir, çünkü o zaman saplantı tehlikesi vardır.
Ne tarafından?
Katılımcı: Ruh imgesi tarafından.
Profesör Jung: Evet, özellikle anima tarafından.
Ve bunun psikolojik sonucu, sevimli küçük olarak kalması olacaktır.
çocuk, annesinin eteklerine bağlı, hiç yaramazlık yapmayan sevimli bir çocuk, anneye "Annenize asla zarar vermeyeceğinize ve bir kızı öpmeyeceğinize söz verin" diyen biri.
Sonra küçük çocuk animanın iplerinin ucundaki bir kukladır.
Bu, tekrar tekrar vazgeçmemiz gereken tatlılıktır.
Sonuç, hiçbir işe yaramayan o üzgün, hoş çocuk olacaktır, bastırılmış cinselliği olan ve bu nedenle hela çukuruna hapsolmuş kalacak biri.
Bunlar aptallıkla fahişeler tarafından kandırılabilecek, hatta belki frengi kapabilecek erkeklerdir. Ve neden?
Çünkü hiçbir şeyin farkına varmadılar ve asla bu tuvaletten dünyaya gelişmediler.
O zaman neyin kirli neyin temiz olduğunu ayırt edemezler.
Doktorlar bu konuda her türlü şeyi görür.
Homoseksüellik bu erkeklerde büyük bir rol oynar, çünkü bir homoseksüel animayla özdeştir, bu da onun estetik kadınlığını, dişinin tüm erdemlerini beraberinde getirir.
Heteroseksüel bir ilişkiyi içindeki yönün ışığında görür, o da o gelişmemiş cinsellik - ve ona göre davranır.
O içinde olduğu bir tipik vaka gördüm, çok ince, kültürlü, sevimli bir ergen, animasıyla özdeşti.
Elbette annesine sevgiyle bağlıydı, anne onu çocukken kucağına fazla almıştı.
Ne yazık ki bir tedavi görmeyi kabul etti, homoseksüelliğini kaybetti ve "gerçek bir adam" olmak istedi.
Peki ya bu ona ne kazandırdı?
Devam Bölümleri:
Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.
Comments