Marie-Louise von Franz ile Bir Söyleşi - Bölüm 5
- Nazlı
- 16 Nis
- 2 dakikada okunur

RUHLAR, RUH, PSİŞE
PP: Ruh anlayışınız hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz?
Marie-Louise: Bu gerçekten zor, çünkü bu kelime tarihsel gelenekle fazlasıyla yüklü.Hristiyanlık öncelikle ruh—anima—ile ilgilenir ve bu da işleri karmaşıklaştırır.Ben ruh kelimesi yerine psişe kelimesini kullanmayı tercih ederim, çünkü bu kelime daha az yüklüdür ve dışarıda canlı olanla karşıtlık içinde içeride canlı olanla ilgilenir—yani, ruhla.
Erkeğin Çinlilerin dediği gibi bir yin ruhu vardır, bu da anima olur; kadının ise yang ruhu vardır ve biz buna animus deriz.
PP: Yani “ruh” kelimesinin daha eski, daha fazla Hristiyan gelenek ve “ruhunu kurtarma” fikriyle yüklü bir terim olduğunu mu söylüyorsunuz?
Marie-Louise: Evet—ve “ruhunu kurtarma” fikriyle.
PP: Ruh kelimesi “Benliğin dışındaki bir şey” anlamını çağrıştırıyor—oysa siz “iç süreçleri” vurgulamak için psişe kelimesini kullanıyorsunuz.
Marie-Louise: Ben psişeyi içeriden deneyimlenen yaşam süreci olarak tanımlarım.
Donna: Ve psişe zihin ve beden anlamına gelir.
Marie-Louise: Psişe içinde, daha fiziksel süreçlerle daha zihinsel süreçler arasında belirli bir kutuplaşma vardır.Deneyimlediğimiz şey psişedir—ve zihinle beden arasında kalan her şey: hisler, duygular, yargılar, hayaller.
PP: Bunların hepsi zihin-beden arasında aracılık eden süreçler mi?
Marie-Louise: Evet.Durum çok zorsa, bireyleşme daha erken başlar.Bu, kötü koşullar içinde olmanın bir belirtisidir—ki bu her zaman bir avantaj anlamına gelmez.
Devam Bölümleri:
Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.

Comments