Carl Jung ve Rüya: Çöküş

Carl Jung ve Rüya

Sevgili Herr Laiblin, 19 Mart 1934

Mektubunuz için en içten teşekkürlerimi sunarım; mektubunuz beni çok ilgilendirdi.

Ayrıca piskoposa yazdığınız iki açık mektup için de teşekkür ederim.

Rüyanıza gelince, düşen yıldızların ve ayların, modası geçmiş hale gelmiş bütün bir fikir dünyasının çöküşünü ifade ettiğine sizinle tamamen katılıyorum.

Üç ayın Üçleme kavramını ifade ettiğini de varsaymamız mümkün görünüyor.

Rüyanın ikinci kısmı tartışılmaz şekilde anima ile ilgilidir; o, size fahiş bir bedel karşılığında yiyecek ve içecek sunar.

Rüyada, halka açık bir tutum sergilemeye yönelik herhangi bir zorunluluk ya da kişisel neden olduğuna dair hiçbir ipucu yoktur.

Yıldızlar zaten düşmektedir; onların düşüşünü hızlandırmak ne mümkündür ne de gereklidir.

Piskoposun mektuplarınıza cevap vermemiş olmasını anlayabiliyorum.

Bu koşullar altında bir kiliseyi yönetmek zorunda olan kimse, aynı kilisenin geçerliliğine şüphe uyandıran sorunlarla ilgilenemez.

Rüyanın anlamı yalnızca; kiliseler suskun kaldığında, psişe size yiyecek ve içecek vermesidir.

Günümüz atmosferinde, kolektif çözümler arayışı içerisinde, kendiniz için sesinizi yükseltmeniz gerektiğinin açık olduğu konusunda kesinlikle anlıyorum.

Gerçekte, biz tamamen bilinçdışına bağlı değiliz; zaman zaman çevremiz üzerinde, kendi takdirimize göre hareket edebilir ve hareket etmeliyiz.

Benim açımdan, rüyaya başka bir açıdan bakardım.

Bana, bilinçdışı, çok Hristiyan olmayan bir biçimde, eve gidip, sessizlik içinde kendimi beslemem ve böyle bir girişimin maliyetini üstlenmem için emretmiş gibi gelirdi.

Kilise, vicdanın kısıtlanmasını uygulamadığı sürece, zayıflara hiçbir hakaret verilmeksizin güvenle ayakta tutulabilir.

Bu nedenle, bu konularda son derece muhafazakâr ve çekingenim; çünkü Katolik ve Protestan inanç biçimlerinin hiçbir şekilde var olma nedenlerini yitirdiğine ikna olmuş durumdayım.

Bugün dini inançların yenilenmesi için belirli bir form yoktur; bu nedenle, formlara bağımlı olan zayıfların henüz şekilsizliğe erken adım atmaması gerekir.

Mektuplarınızın içeriğiyle tamamen aynı fikirdeyim.

Eğer bir şey söylenecekse, tam olarak böyle söylenmelidir.

Sadece, bu tür şeyleri şimdi söylemenin doğru zamanı olup olmadığını kendime soruyorum.

En içten selamlarımla,

Saygılarımla,

C. G. Jung

Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.