Please Enable JavaScript in your Browser to Visit this Site.

top of page

Carl Jung ve Mistisizm: Sembollerin, Duyguların ve Mekânın Derin Anlamları


Carl Jung ve Mistisizm: Sembollerin, Duyguların ve Mekânın Derin Anlamları

Carl Jung ve Mistisizm: İnsanlar bana mistik diyor, ama…


Carl Jung: İnsanlar bana mistik diyor, ama [insanlar] gerçekten de mistisizmle dopdoludur;…

“Hindu felsefesine göre insan bedeninde, omurilik boyunca sürünüp bilgelik ya da bilinç ışığına ulaşmaya çalışan bir yılan vardır.

Psikolojik yorumu, onun ışıkta, bilinçte tanınmak istemesi şeklinde olur.

Tabii gerçekte durum o kadar basit değildir, çünkü bu süreç her türden mistik olguyla bağlantılıdır.

İnsanlar bana mistik diyor, ama [insanlar] gerçekte mistisizmle dopdoludur; bu kelime, anlayamadığımız geniş bir olgu alanını kapsar.”

—Carl Jung, Visions Seminar, Sayfa 296


In America, especially, one blames me for my so-called mysticism.

Letters of C. G. Jung: Volume 2, 1951-1961


Sevgili Bayan Oakes,

2 Şubat 1956


Taş hakkındaki tefekkürünüzü büyük bir ilgiyle okudum.

Onun mesajlarını okuma yönteminiz yeterli ve bu durumda olumlu sonuçlar veren tek yol.

Taşı, az çok sınırsız bir düşünce-imge dünyası hakkındaki bir ifade olarak anlıyorsunuz. Bu görüşünüze tamamen katılıyorum.

Sembolleri bu şekilde okumak mümkün.


Ne var ki, taşı yontarken düşünmedim.

Yüzünde gördüğüm şeyi sadece şekillendirdim.


Bazen (el yazmanızda) kendinizi ifade ediş biçiminiz, sembollerimin ve metnimin bir inanç itirafı gibi olduğu yönündeymiş izlenimi veriyor.

Bu da sanki teosofinin yakınında geziniyormuşum gibi bir izlenime yol açıyor.

Özellikle Amerika’da, sözde mistisizmim yüzünden beni suçluyorlar.


Ben hiç de metafizik hakikatlerin mutlu sahibi olduğumu iddia etmiyorum; sembollerime, sizin açıklayıcı girişimlerinizin karakteristiği olan aynı geçiciliği atfetmeyi tercih ederim.

Görüyorsunuz, sembollerim hakkında hiçbir dini ya da başka türlü bir inancım yok.

Yarın değişebilirler.

Onlar sadece işaret ediyorlar, bir şeye imada bulunuyorlar, kekeliyorlar ve sık sık yollarını kaybediyorlar.

Yalnızca belli bir yöne, yani varoluşun sırrının uzandığı o belirsiz ufuklara yönelmek istiyorlar.

Kesinlikle bir Gnosis ya da metafizik iddia değiller.

K partly kimisi de ineffable (ifade edilemez) olana yönelik boş ya da şüpheli söyleme çabaları.

Bu yüzden sayıları sonsuzdur ve her birinin geçerliliği de kuşkuludur.

Onlar yalnızca ifade edilemeyeni formüle etmeye, tanımlamaya, şekillendirmeye yönelik alçakgönüllü girişimlerdir.

“Wo fass ich Dich, unendliche Natur?” (Faust) Bu bir doktrin değil, sadece bir ifade ve tarif edilemez bir gizem deneyimine verilmiş bir tepkidir.


Belirtmek istediğim bir nokta daha var: Taş yalnızca düşünce imgelerinin ürünü değildir, aynı zamanda duygu ve yerel atmosferin — yani mekânın özgül atmosferinin — de bir üründür.

Taş, göl ile tepe arasındaki ıssız yerine aittir; orada beata solitudoyu ve genius lociyi, yani seçilmiş ve çevresi duvarlarla örülü mekânın büyüsünü ifade eder.

Başka hiçbir yerde olamaz ve çevresiyle kurduğu o gizemli bağ ağı olmadan düşünülemez veya doğru şekilde anlaşılamaz.

Yalnızca orada, kendi yalnızlığında “Orphanus sum” (Yetimim) diyebilir ve sadece orada anlam kazanır.

Kendisi için oradadır ve yalnızca birkaç kişi tarafından görülür.

Ancak bu şartlar altında taş, kadim köklerin ve ataların hayatlarının sisli bilgisini fısıldayacaktır.


Daktilo metninizi görmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim.

—Carl Jung, Letters Vol. II, Sayfa 18-19



Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız. 



Büyük Sır Üstadı serisi 4 kitap birarada


Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Bu blog içeriği konusunda her türlü istek ve şikayetinizi aşağıdaki e-postaya yazabilirsiniz.

©2024 Bilinçdışı Yayınları A.Ş.

bottom of page