Please Enable JavaScript in your Browser to Visit this Site.

top of page

Carl Jung: Psikoloji, Yoga, Meditasyon Bağlamında Simya – Alıntılar


Carl Jung: Psikoloji, Yoga, Meditasyon Bağlamında Simya – Alıntılar

Carl Jung: Psikoloji, Yoga, Meditasyon Bağlamında Simya – Alıntılar

Psychology of Yoga and Meditation (Yoga ve Meditasyon Psikolojisi)


“Eski simyacılar—ki burada aklınıza herhangi bir ‘çılgın altın yapıcısı’ gelmesin, daha çok doğa filozoflarıydı—‘meditasyon’ terimini görünmez bir başkasıyla diyalog olarak tanımlamışlardı.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 7


“Simya, bu bedeni kimyasal yollarla yaratma görevini üstlenmişti. Bir tür ince madde olması gerektiği varsayılıyordu. Yogî ya da lama, işte bu nedenle Buddha olarak kendisinin aslında vajra-sattva, yani ‘elmas varlık’ olduğunu deneyimler ve bu sıfatla artık tüm çevreyi kendine katabilir; sanki ben, sizi kendi kişiliğimin bir parçasıymış gibi içselleştirebilirmişim gibi. Böylece kişiliğini tüm çevresine yayar.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 82-83


“Mandala devataları, sıkça gördüğümüz bu ilahî figürler, sambhogakaya varlıklardır. Sambhogakaya, kucaklaşma, ilişki, birleşme, bağlantıdaki neşe anlamına gelir. Bunu simyadaki coniunctio (birleşme) ifadesiyle çok uygun biçimde çevirebiliriz.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 143-144


“Simyayı düşündüğünüzde lütfen altın yapma sanatını anımsamayın. Bu, anlaşılabilir bir önyargı, güvenebileceğiniz kronik bir yanlış anlamadır. Ancak altın yapımının onunla ilgisi olduğuna dair büyük şüphe var.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 152


“Simya, İ.Ö. 1. yüzyıldan beri, muhtemelen daha da uzun süredir vardı. Kendine özgü bir inisiyasyon (başlatılma) süreciydi, pratik bir yoga biçimiydi ama yüzeysel bakıldığında Hint yogasıyla kıyaslanamaz. Ancak sembolizmine daha yakından bakarsanız aynı inisiyatik niyeti görürsünüz.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 152

“Ama yöntem büsbütün farklıdır: Simyada daima maddelerle çalışılır. Yogadaysa bu, kişinin kendi içinde gerçekleşir.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 152


“‘Bizim altınımız, sıradan altın değildir,’ diye bir söz vardır. Rosarium Philosophorum’da Arnold de Villanova (1240-1301 civarı) tarafından, Arap simyacı Muhammed İbn Umail’in (900-960) Latincedeki adı ‘Senior’ adına atfedilir.”

~Psychology of Yoga and Meditation, s. 152, dn. 369


“En erken tanıdığımız simyacılardan biri Zosimos’tur. Üçüncü yüzyıla aittir. Yunanca metinlerin bir dizi kaynağı ondandır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 153


“Kadınlar, simyada çok büyük rol oynadılar. Bu, Doğu yogasına büsbütün yabancı bir şeydir; Kundalini yogası hariç, burada da topluluğun adanmışlığı kadınlarca da paylaşılır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 154


“İlkel topluluklarda da bulunan bir fikir şudur: ince bedeni, nefes bedenini, görünen bedenden ayırt ederler. İnce beden, anima olarak da tanımlanır. Latince animus, Yunanca anemos, rüzgâr veya nefes demektir; dolayısıyla bir ‘nefes varlığı’dır. Bu ifade simyanın bütünü boyunca geçer.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 156


“Yazın, Batı’da Orta Çağ’ın tek resmî yoga biçimi olan Loyola’lı Aziz İgnatius’un egzersizlerini tartışma fırsatımız olacak. Doğu’dakine bütünüyle denk düşen, gayriresmî Batı yogası ise tam olarak simya yogasıdır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 164


“Şimdi Brahman’ın şehri sembolüne gelelim. Simyada bunun civitas (kent) veya castrum (kale) ile paralellikleri vardır. Özellikle civitas veya castrum, Meryem’in bir sembolü olarak karşımıza çıkar; bu nedenle anlamı dişildir; çünkü kent koruyucu (besleyici) olandır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 165

“Orta Çağ simyasında da aynı fikir mevcuttu: Tanrı’nın bilgeliği (sapientia Dei), dört kale gibiydi: biri kristal, ikincisi gümüş, üçüncüsü elmas (vajra), ve dördüncüsü duyuların ötesinde, yani insanî bakımdan ayırt edilemez.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 165


“Simyadaki imbikten (retort) çıkan şey ‘ruh’tur ve onun yükselişi ‘çiçeklenme’ (blossoming) diye adlandırılır. Başrahip Comarius, Kleopatra’ya, Hades’teki (kaostaki) ölülerin, kaosu ilahî suyla serpmek suretiyle bahar çiçeklerine dönüşeceğini söylemiştir.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 172


“Tüm simya tarihini inceleyen araştırmacılar, simyacıların söyledikleri ve düşündüklerindeki asıl noktanın altın yapmak olmadığını gözden kaçırmışlardır. En önemli ve en ilginç şey, bunun bir Batı yoga biçimi oluşudur.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 184


“Şimdi kutsal çevre, ev, gizli oda geliyor. Manastır (vihara), simyada coniunctio’nun gerçekleştiği gizemli vas hermetis’e karşılık gelir. Çin’deki Sarı Kale Kitabı’nda buna ‘Yeşim şehrindeki mor oda’ denir.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 193

(Bu ifade metinde iki kez tekrar edilmiştir.)


“Sonunda, Tibet metninde bütünün efendisi, kişilik, yani son ürün belirir: Buddha ile özdeşleşme. Bu noktada Mesih’le özdeşleşme de mantıksal olarak takip eder. Simya, Mesih’i (Christ) lapis (taş) ile karşılaştırmıştır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 193


“Özellikle Yunan simyacılarda, üçüncü yüzyıldan bir gnostik olan filozof Zosimos’ta ‘ışık’ sembolüyle karşılaşırız: photeinos, yani aydınlık olan veya ışık insanı. Bu, Gnostisizmde büyük rol oynar: Işık insanı, sonsuz ışıktan maddenin karanlığına düşmüş bir kıvılcımdır (scintilla). İnsanın görevi, karanlıktan ışığı kurtarmaktır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 194


“Simya, Doğu ile şu inancı paylaşır, göreceksiniz: Kişi, kurtuluş hâline ulaşmak için gerekli olan neyse onu yapmakla yükümlüdür.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 194


“Bu çember bölünmesi yalnızca Tibet sembolizminde değil, simya felsefesinde de bulunur; burada çalışma önce ‘rota’ (tekerlek) olarak, yani dolaşımsal (sirküle) bir işlem veya dolaşımsal damıtma olarak tanımlanır. Bir şekilde bir çember üretilmelidir ki, böylece altın, güneşin ilksel imgesi, oluşabilsin.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 199


“Bütünlüğün sezgisel olarak kavranması tektir. Bu hem Tibet hem de simya dizisinde bulunan bir semboldür: lotus ya da Çincede denildiği gibi ‘altın çiçek.’ Bu, beşinci öz (quinta essentia) için canlı bir sembolizasyondur.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 200


“Bu ‘Benlik’ (Self), sadece bütünlüğü ve genişleyici niteliği nedeniyle ‘Ben’den (I) daha büyüktür; tanrılar gibi, alşimik felsefenin ‘Circulus aeternitatis symbolum’ (ebediyet çemberi) dediği şey olarak sık sık sembolize edilmesi bundandır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 202


“Simya der ki iş, güneşin gölgesinde yapılmalıdır; bu, aydır. İşin güneş ve ay üzerinden yapılması gerekir; psikolojik olarak bu, bilinç ile bilinçdışının hâlâ birleşmesi gerektiği anlamına gelir.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 205


“Bir kadın yaratılır: Simyada bu femina alba (beyaz kadın), yani anima ya da soror mystica, Tantrik metinde yoni biçimindedir. Hem eril hem de dişil özü birleştiren bu parçalar bir araya getirilir ve bundan gerçek bir bütünlük doğar.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 207


“Bu birleşmenin dikkate değer bir sonucu vardır: ‘Gretchen trajedisi’nde, biyolojik birleşme bir hamileliğe yol açar ve zamanla bir çocuk doğar. Bu sıradan olay, simyada (Doğu dizisinde bulunmayan) temel bir sembolizme dönüşür. Bu, gizli hamilelik, ruhsal hamileliktir.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 211


“Bilimin doğası, bilgidir; inancın dindarlığını değil, araştırmanın ve ‘bilme’nin dindarlığını tanır. Modern bilimin bu yönü, kadim astroloji ve simyadan kaynaklanır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 267


“Bir bakıma, İgnatius egzersizleri (Saint Ignatius of Loyola’nın) insanoğlunu yüceltmeye yönelik Hristiyan kararlılığının bir doruk noktasını gösteriyorsa, simyada buna aynı derecede geniş kapsamlı, bilinçdışı ruhun koşulsuz özgürleşmesine yönelik ruhsal bir yöntemle karşılık verilir; ki bu yöntem, her bakımdan ötekinden farklıdır.”

~Carl Jung, Psychology of Yoga and Meditation, s. 268


Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız. 


Büyük Sır Üstadı serisi 4 kitap birarada

Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación

Bu blog içeriği konusunda her türlü istek ve şikayetinizi aşağıdaki e-postaya yazabilirsiniz.

©2024 Bilinçdışı Yayınları A.Ş.

bottom of page